BİTLİSTEKİ ESERLER

Camiler
1-Ulu Camii
Kitabesine göre H. 545 (M.1150) yılında Ebu’l Muzaffer Muhammed tarafından yaptırılmıştır, H.1062 (M.1651/2) yılında tamir ettirilmiştir.
Şehir Merkezinde, aşağı-yukarı en çukur seviyedeki alandadır. Altı kemer üzerine inşa edilen ve Selçuk mimarisinin en güzel örneğini teşkil eden camii, doğu-batı doğrultusunda, dikdörtgen planlı kutu gibi bir kütle olup, dış görünüşü ile Bitlis’in herhangi bir yapısından farklı değildir. Kuzeyde camiden ayrı bir şekilde yükselen ve camiinin asli kuruluşundan daha geç bir devrin eseri olan minaresi, kitabesine göre H.898 (M.1492/3) tarihinde yapılmıştır. Osmanlı mimarisinin en güzel örneklerinden birini teşkil eden minare, geçtiğimiz yıllarda yapılan restorasyon çalışmalarında, asli özelliğinden uzak basit bir görünüme dönüştürülmüştür.
2- Alemdar Camii
Şehrin güneyinde, aynı adı taşıyan köprünün yanındaki dik bir yamaca kurulmuştur. İki katlı bir yapı olup, altı türbe üstü ibadet mahallidir. Doğu-batı istikametinde sıralanan 4 sütun ve bunların üstüne oturan kemerlerle 10 bölüme ayrılmıştır. Kitabesinde 1783-84 yıllarında Maksut Paşa tarafından onarıldığı belirtilmektedir. Türbede Sultan Eyyübu’l Ensari’nin kardeşi Feyzullah Ensari (Alemdar Paşa) yatmaktadır. Geçtiğimiz yıllarda yapılan onarım ve minare yapımıyla daha güzel bir görünüme kavuşturulmuştur.
3- Kızıl Camii
Şehrin doğu tarafındaki yamaçta bulunan caminin yapılış tarihi belli değildir. Binada mevcut kitabeler iki ayrı tarihte (H. 913 ‘M. 1507’ ve H. 1108 ‘M.1696’) tamirat gördüğünü belirtir. Bitlis’teki yapıların çoğu gibi kübik bir kütle meydana getiren camii, kareye yakın biçimdeki esas ibadet mekanı ile bunun doğu ve kuzey yanlarını kuşatan ekler olmak üzere iki ayrı kısımdan oluşur. Esas ibadet mekanı, hiç değilse iç yapısı ile asli halini oldukça iyi devam ettirmiştir. Buna karşı ek kısımlar, dikkatle bakınca sonradan ihdas edildiği fark edilen gayet basit bir yapıdır.
4- Dört Sandık Camii
Şehre hakim bir semt olan Gökmeydan’ın doğuya bakan bir yamacında olan camiin mevcut iki kitabesinden içeride mihrap duvarında olanında H.960 (M.1552/53) yılını; dışarıda türbe duvarında olanında ise H.950(M.1543)yılını vermektedir. Diğer Bitlis mescitleri gibi bu yapı da dış görünümü ile basit düz toprak damlı, küçük bir kütle teşkil eder. Mescidin güney-batı köşesinde aynı karakterde bir kütle olan “Şeyh Abdullah Bedehşani” türbesi eklenmiştir.
5- Şeh Seyyid İbrahim Mescidi
Şehrin doğusuna doğru yükselen yamaçlarda bulunana mescidin 1250-1300 yılları arasında yapıldığı tahmin edilmektedir. Bitlis’teki mevcut en eski yapılardan biri durumundaki mescidin iki kitabesinde, 1620-21 tarihi görülmekte ise de bunun onarım tarihi olduğu tahmin edilmektedir. Yapıdaki çeşitli izler yıllar içinde çeşitli büyük değişiklikleri ortaya koymaktadır.
6- Ayn El Barit (Soğuk Pınar) Camii
Şehrin doğu yakasında bir yamaçta bulunan camii, Molla Gazi Abdurrahman tarafından, kitabesine göre H. 1075 (M.1664/65) tarihinde yaptırılmış olup, diğer bir kitabeye göre H 1133 (M. 1721) tarihinde tamir görmüştür. Oldukça muntazam kare plandaki camiin ortasında haç planlı bir ayakla, duvardaki plasterler arasına atılmış dört sivri kemer, hacmi, dört kubbeli üniteye bölmektedir.
7- Memi Dede Mescidi
Şehrin güney tarafından girişindeki yamaçta bulunan mescidin kitabesi, içindeki türbe kısmı ile ilgilidir. Kitabede, H.980 (M.1572) tarihinde Ahmet Yunus adlı bir zatın yaptırdığı belirtilmektedir. Mescidin de aynı veya yakın bir tarihte yapıldığı tahmin edilmektedir. ‘L’ planlı yapının yarısı mescit, yarısı da türbe olarak düzenlenmiştir. Dikdörtgen planlı mescit bölümü, ortasında sivri kemerle desteklenmiş ve beşik tonozla örtülmüştür.
8- Şeh Hasan Camii
Şehrin kuzey-batısında, yükseliş mahallesindeki bir yamaçta bulunan caminin, kitabesine göre Haydar Ağa adlı biri tarafından H.1138 (M.1725) tarihinde yenilendiği belirtilmektedir. Bitlis’in tipik kızıl kahverengi taşıyla, muntazam yontulmuş bloklardan inşa edilmiş, doğu-batı doğrultusunda uzanan dikdörtgen bir kütle meydana getirir. İki katlı olup üst kat cami olarak kullanılmaktadır. Bodrum katı ise mezarlık ve türbe odasından ibaret olup, burada Sultan Şeyh Hasan Hazretleri yatmaktadır. Eskiden kilise olduğu anlaşılan bu yapı, önce camiye çevrilmiş, sonra herhangi bir sebeple tahribe uğramış, zemin dolmuş, üste yeni bir kat şekli verilmiş ve bugünkü mescit meydana gelmiştir.
9- Gökmeydan Camii
Aynı adı taşıyan semtte bulunan camii kitabesinde 1801; minare kitabesinde ise 1924 tarihleri verilmiştir. Güney-kuzey doğrultusunda dikdörtgen bir blok meydana getiren ve bir bahçe içinde bulunan camii, kıble tarafı sokağa baktığından, daha önemle işlenmiştir. Güney- batı köşesine yakın ayrı bir kule şeklinde minaresi yükselmekte kuzey-batı tarafında camiye ait ek bir yapı yer almaktadır. Ek bina ile camii yapısının teşkil ettiği ‘L’ plandaki kütlelerin çevrelediği bahçe kısmı zemini taşla döşenerek, buraya bir çeşit ön-avlu anlamı kazandırılmıştır.
10- Kureyşi Camii
Şehrin batı yakasındaki Zeydan Mahallesinde, kendi adıyla anılan Kureyşi semtinde bulunan camii, kitabesine göre H.1225 (M.1810) da tamir görerek şimdiki durumunu almıştır. Caminin çok eskiden zengin süslemelerle bezenmiş olduğuna dair belirgin izler bulunmaktadır. Ancak onarımlar sonucu bu süslemeler yok olmuştur. Ana bölüm ortasında bulunan sütun ve sütunu duvarlara bağlayan kemerlerle dörde ayrılmış, her bölümün üstü beşik tonozla örtülmüştür. Caminin batısındaki dikdörtgen planlı küçük türbede Sultan Kureyşi Hazretleri yatmaktadır.
11- Şerefiye Camii
Şehir merkezinin güneyinde, kışla ve hosor derelerinin birleştiği yerde kurulmuş ve camii, medrese, imaret, türbe kısımlarından oluşan bir külliyedir. Kitabesine göre, H.935 (M.1529) tarihinde IV. Şerefhan tarafından yaptırılmıştır. Doğu-batı doğrultusunda, dikdörtgen plana sahip olan caminin şehirden görülebilen cephesi doğu tarafı olduğundan, bu yüze anıtsal bir değer kazandırılmak istenmiş ve ayrı bir özenle tezyin edilerek hazırlanmıştır. Minaresindeki tezyinat, Mihrabındaki motif ve kompozisyon dikkate değer özelliktedir. Camiinin kuzeyini kaplayan son cemaat yeri, dört silindiril sütuna dayanan beş sivri kemerle avluya açılmaktadır. Sütunlardan caminin kuzey duvarlarına kemerler atılmış ve böylece oluşan kare bölümler birer kubbe ile örtülmüştür. Mihrap yarım kemerli bir niş şeklindedir. Pencereler ve taç kapı Osmanlılar döneminde yapılmıştır.
12- Taş Camii
Aynı adı taşıyan mahallede bir yamaçtadır. Kitabesi yok olmuştur. Mimari tarzından 17.-18 yüzyıllar arasında yapılmış olduğu tahmin edilmektedir. Kareye yakın kübik bir kütle olan yapı, muhtelif zamanlarda yapılan onarımlar neticesi süslemelerin ancak izleri kalmıştır.
13- Aşağı Kale (Kale altı) Camii
Kitabesi olmayan yapı, Tarihi Bitlis Kalesinin altında yer almakta ve 17.-18 yüzyıllar arasında yapıldığı sanılmaktadır. Bitlis’in standart mahalle mescitlerinden biri olarak bu yapı da kübik, mütevazı ve tümü ile süslemesiz bir blok teşkil eder.
14-Hacı Begiye Mescidi
Hacı Begiye, Gazi Begiye veya Behiye gibi adlarla da anılan bu yapı şehir merkezinde bulunmaktadır. Eskiden mescit, medrese gibi yapılardan meydana gelen küçük bir külliye imiş. Bugün elde kalan basit bir mescit ile üç kitabeden ibarettir. Kitabelere göre gerek mescit gerekse medrese H. 848 (M.1444) yılında Emir Hacı İbrahim Oğlu, Emir Hacı Mehmed tarafından yaptırılmıştır.
15- Sultaniye Camii
Şehrin güneyinde ve alemdar köprüsünün yakınında bulunan yapının, altında Şeyh Garip türbe ve zaviyesi bulunan iki katlı binanın, üst katını işgal etmektedir. Kapı kitabesine göre H. 1244 (M. 1828) tarihine ait olan caminin içinde mihrapta, H.1202 (M.1784) tarihini veren bir kitabe daha bulunmaktadır.
16- Gazi Bey Mescidi
Medresesi ile bir külliye olup, Gazibey mahallesinde, Kazım Paşa İlkokulunun yanı başındadır. Kitabesine göre 1836 senesinde Şerif adlı bir zat tarafından yaptırılmıştır. Bir ara Halk ve Çocuk Kütüphaneleri ile Milli Eğitim Müdürlüğü Beslenme Bürosu olarak kullanılan bu yapı, geçtiğimiz yıllarda yeniden düzenlenerek camii olarak kullanılmaya başlanmıştır. Yapıya uygun olarak yapılan çevre duvarları, şadırvan ve minaresi ile muntazam bir hal alan caminin alt katı ise, kuran kursu ve imaret olarak kullanılmaktadır.
17- Hatuniye Camii
Kendi adıyla anılan semtte bulunan yapı, Abbasilerden Evhadullah Sultan’ın kızı Huma Hatun tarafından 2. asırda yapıldığı rivayet edilmektedir. Defalarca gördüğü tamirat sonucu kubbe ve kemerler yıkılarak toprak dama çevrilmiştir. Anıt, tarihi kıymetini yitirmiş hale gelmiştir.
18-Zeydan Mescidi
Zeydan mahallesinde bulunan bu camii, işgalde yıkılmış olup, yakın bir zamanda tamir edilmiştir. Tarihi ile ilgili herhangi bir bilgi yoktur.
19- Kalo Mescidi
Yapılış tarihi belli olmayan bu yapı, Zeydan Mahallesinde olup tarihi önem arzeden yapılardandır.
20- Hamtus Camii
Tarihi bir yapı olan bu mescit de, adıyla anılan semtte olup, işgalde tahrip olmuş ve yapılan onarımla bugünkü şeklini almıştır.
21- Nuhiye Camii
Kurubulak Semtinde olup, aynı ad ile anılan türbe ve medrese ile bir külliye teşkil etmektedir. Kitabesi olmayan bu yapının 1700’lü yıllarda yapıldığı rivayet edilmektedir. İşgal sırasında tamamen yıkılmış, yakın tarihimizde yenilenmiştir.
22- Kadiri Mescidi ( Mamreş Camii)
1810 tarihinde yapıldığı tahmin edilen camii, tipik bir sivil mimari örneği arzeder. Yapılışından günümüze iki defa onarım görmüştür.
23- Seyyid Nefise Mescidi
Sekiz Ağustos Mahallesinde bulunan bu yapının M. 1400 senesinde Seyyid Nefise adındaki bir kadın tarafından yaptırıldığı söylenir. Tipik Bitlis Taşlarından yapılmış, basit bir mimari özellik arzeder.
24- Şeyh İshaki Daki (Hatlani) Mescidi
H. 850 tarihinde yapıldığı tahmin edilen camii ile ilgili herhangi bir kaynak bulunmamaktadır. Mevcut bu camiiler haricinde İlimizde, eskiden mevcut olup da Evliya Çelebi Seyahatnamesinde adları geçen, bugün ancak kalıntılarına rastlanabilen camii ve mescitle şunlardır;
1- Bitlis Camii
Tarihi Bitlis Kalesinin üstünde olup, MÖ.312 yılında Büyük İskender’in Kumandanı Bedlis tarafından yaptırılmıştır. Eskiden kilise olan bu yapı, sonradan Sultan Evhadullah tarafından camiye çevrilmiştir. Bir minareli ve avlusuzdur yıkılmıştır.
2-Sultan Arap Mescidi
İşgalde yıkılan bu yapı, Aynel Barit Camiinin 50 metre kadar güneyinde bulunmaktadır.
3- Efsel Ağa Mescidi
Adı ile anılan köprünün yanı başında, Belediye Hamamı’na sınır bulunmaktadır. İşgalde yıkılmış olup, kalıntıları mevcuttur.
4- Meydan Mescidi
Şehrin ortasında yer almıştır. Avlusuz ve minareli olduğu kaydedilmektedir. İşgalde yıkılan alana dükkanlar kurulmuş olup, şu an minaresi durmaktadır. 1520-1530 tarihleri arasında Şerefhanlar tarafından yaptırılmıştır.
5- Aşağı Kale Camii
Bugün mevcut olan Kale Altı Camiinin kuzey- doğusunda olup, şu an kalıntıları mevcuttur. Yapılış tarihi bilinmemektedir.
6- Hoca Mescidi
Hacı Begiye Mescidinin güney-doğusundaki yamaçta yer almıştır. İşgal sırasında yıkılan yapının kalıntıları bulunmaktadır.
7- Kuşcu Mescidi
Ulu Camiin güneyinde Rabat Deresinin karşı yakasındadır. Tamamen yıkılmış olup, kalıntıları mevcuttur.
8- Farisiye Mescidi
Yeni Köprü Semtinde olup, Bitlis-Tatvan yolu yapım sahası içinde kalmıştır.
9- Ağa Camii
İğneciler Hamamının bulunduğu alandadır.
10- Kahramanlar Mescidi
Kureyşi Camiinin kuzeyinde olup, kalıntıları mevcuttur.
11- Şemsiye camii
İhlasiye Medresesinin Güney - batısındadır. Şerefhanlar tarafından yapılan caminin kalıntıları mevcuttur.
ADİLCEVAZ İLÇESİ
1-Tuğrul Bey (Zal Paşa) Camii
Adilcevaz-Ahlat yolu üzerinde, göl kenarındadır. 16. Yüzyılda Zal Paşa tarafından yenilendiği tahmin edilen caminin üzerinde on iki küçük kubbe bulunmaktadır.
2- Ulu Camii
Adilcevaz ilçesinin batı ucunda, Van Gölünün kıyısındaki yamaçta, eski kale harabeleri içindedir. 14.-15. yüzyılda yapıldığı tahmin edilen camii, geçtiğimiz yıllar yapılan kazı çalışmaları sonucu ortaya çıkmıştır.
AHLAT İLÇESİ
1-       İskender Paşa Camii
Eski Ahlat kalesi bulunmaktadır. Kitabesine göre H.992 (M.1584) tarihinde İskender Paşa tarafından, muhtemelen Mimar Sinan’a yaptırılmıştır. Yavuz Sultan Selim zamanında inşa edilen camii, Kanuni Sultan Süleyman döneminde genişletilmiştir. Camii iç ve dış yapılışı itibariyle Osmanlı Mimarisinin tipik bir örneğini teşkil etmektedir.
2-Kadı Mahmut Camii
Kale içinde, İskender Paşa camiinin karşısındadır Portal üzerindeki kitabede, H. 922 (M.1584) tarihinde Kadı Mahmut adlı bir zat tarafından yapıldığı görülmektedir. Vakıflar Genel Müdürlüğünce 1982-83 yıllarında onarım ve restorasyonu yapılan camiinin, yapılışı sade olup, Osmanlı Mimari tarzı hakimdir.
3-Emir Bayındır Camii
Bayındır kümbetinin kuzeyinde bulunan camii, kitabesine göre, H.882 (M. 1477)tarihinde Bayındır İbni Rüstem tarafından yapılmıştır. Camiin yan duvarında beyaz bir taş üzerinde “Amel Baba Can” ismi okunur, ki bu ismin camiyi yapan ustaya ait olduğu anlaşılmaktadır. Sade bir mimariye sahip caminin, Vakıflar Genel Müdürlüğünce onarımı yapılmış ve faaliyete girmiştir.
HİZAN İLÇESİ
-Tarihi Hizan Camii
Gayda yakınlarında olup, tüm Bitlis İlinin en eski anıtları arasında yer almaktadır. Molla Badi Köprüsü, Bitlis İhalesiyle Medresesi, ve Hizan camiinin kıyamete kadar yıkılmayacağı çevre ve komşu iller halkının tarihi inancıdır.
TATVAN İLÇESİ
-Ulu Camii
Tatvan merkezindeki Ulu Camii, Tatvan’ın İlçe Merkezi olmasından sonra yapılmış, cumhuriyet dönemi mimari eserlerindendir.
Hamamlar
1. Han Hamamı
Şehir Merkezinde olup, kaynağı belirsiz söy1entilerle H.935 (M.1529) tarihinde IV. Şerefhan tarafından yaptırı1dığı söylenen yapının kitabesi bulunmamaktadır. Kareye yakın bir planda kurulan yapı geçtiğimiz yıllar restore edilerek yine hamam olarak faaliyete sokulmuştur.
2-Hüsrevpaşa Hamamı (Paşa Hamamı)
Şehir Merkezinde bulunan bu yapı da kitabesine göre H.979 (M.1571) tarihinde Beylerbeyi Hüsrevpaşa tarafından yaptırılmıştır Kuzey-Güney doğrultusunda uzanan ince uzun dört köşe bir blok teşkil etmektedir. Bu hamamlar dışında, kale üzerindeki Han Sarayı Hamamı ile Zeydan Mahallesinin Tahşut Semtindeki Saray Hamamının, Ulu Hamamın, ve Merdivenli Hamamın ancak kalıntı veya izlerine rastlanılmaktadır. El Kervan Sarayındaki hamam ka1ıntısı ile Ahlat ve Adilcevaz Kalelerindeki hamam kalıntıları birer tarihi değer taşımaktadır.
AHLAT İLÇESİ
1.-Selçuklu Hamamı
Harabe şehirde bulunan bu hamamın, yapılan kazı çalışmaları sonucu ortaya çıkan Selçuklu devri eserlerindendir.
2.-Kale Hamamı
Selçuklu Hamamı gibi Harabe şehirde olup, kazı sonucu bulunan Selçuklu yapısıdır.
3-İskender Paşa Hamamı
İskender Paşa tarafından yaptırılan Osmanlı devri eserlerindendir. Ahlat sahil kalesi içindedir
Hanlar ve Kervansaraylar
1.Şerefiye Hanı (Tüccarlar Hanı)
Şehrin merkezi denecek bir alanda yer alan bu han, Şerefhanlara ait olup, 3.5. asrın ilk yarısında yapıldığı rivayet edilmektedir. Eskiden Tüccarların oturduğu han, Bugün Belediyenin tasarrufunda olup, Buğday Pazarı olarak kullanılmaktadır.
2. Hatuniye (Hazo Hani)
Aynı adla anılan köprünün yanı başında bulunan büyük bir handır. Kitabesine göre ‘Ribat’ adı verilen bu yapı 11.1036 (M.1626/7) tarihinde yenilenmiştir. Abbasilerden Sultan Evhadullah Han’ın kızı Huma Hatun tarafından 11. asırda yapıldığı rivayet edilmektedir.
3-Arasa Hanı
Şerefhanlara ait olup, 15. yüzyılın ilk yarısında yapıldığı rivayet edilir. Halen toptancı tüccarlarının icarında bulunmaktadır.
4-.Şeyh Garip Hanı
Şeyh Garip Türbesi ile Hatibiye Medresesi arasında yer almıştır. Anonim bir handır. Kitabesi silindiğinden inşa tarihini tespit etmek mümkün değildir.
5-Yusufiye Hanı
Hacı Yusuf adlı bir zat tarafından şeyh Mahmud’a (Şems-i Bitlis) vakfedilmiştir. 16.yüzyılda yapıldığı tahmin edilen yapı, eskiden tüccarlar hani olarak Ün yapmış, ancak işgalde yıkılmış olup, yerine bugünkü Ziraat Bankası binası yapılmıştır.
6-Duhan Hanı
Bitlis-Diyarbakır yolu üzerinde olup, 16. veya 17. yüzyılda yapıldığı tahmin edilmektedir. Enine dikdörtgen planda olan han, iki kenardan bitişiğindeki yamaca gömülmüş durumdadır. Sadece giriş kısmi ile iki cephesi kalan duvarların büyük bir kısmı tahribe uğramıştır.
7-Başhan Hanı
Bitlis-Tatvan karayolunda, adıyla anılan köyde bulunan yapı, 16. yüzyılda muhtemelen Van Beylerbeyi Hüsrevpaşa tarafından yaptırılmıştır.
8-Papşin (Hüsrevpaşa) Hanı
Bitlis-Tatvan karayolunun Bitlis’e 4-5 km. mesafede, yolun kuzeyinde bulunan yapı, karayolu yükseltilerek yapıldığından yoldan daha aşağı seviyede kalmaktadır. Hüsrevpaşa Hanı veya Paşa Hanı diye de anılan yapının kitabesi. yoktur. Binanın, Bitlis’te birç ok imar faaliyeti yürütmüş olan Beylerbeyi Hüsrevpaşa tarafından 6. yüzyılda yapıldığı rivayet edilmektedir. Güney-Kuzey doğrultusunda uzanan dikdörtgen bir plana sahiptir. Bitlis’in tipik kızılkahverengi taşlarından muntazam yontulmuş bloklarla inşa edilmiştir. Üstü dışarıdan düz toprak damla örtülüdür.
9-El Aman Hanı
Bitlis-Tatvan karayolunun Muş Kavşağına yakın bir yerdedir. Çevresinde başka bir kalıntı veya yapı bulunmayan han’ın kitabesi yoktur. Doğu-batı doğrultusunda uzunluğu tariben 90 metre; Güney-Kuzey doğrultusunda eni 70 metre gibi muazzam ölçülere sahip, Anadolu’nun en büyük kervansaraylarından biridir. 16. yüzyılda Hüsrevpaşa tarafından yaptırılmış tır.
ADİ LCEVAZ İLÇESİ
Koğoz Zal Paşa Hanı
Tahminen 16. yüzyıl sonlarında bölgede hüküm süren Zal Paşa tarafından yaptırılmıştır. İlçeye 20 km. mesafede, Koğoz Köyü yolu üzerindedir. Uzunca dikdörtgen bir plan meydana getirmektedir. Sadece kesme taş işçiliğinden başka bir hususiyet göstermeyen ve beden duvarları kısman toprak altında kalmış, düz toprak damla örtülü bir yapıdır. Kalıntılara göre, 18,65 x 26,28 metre ebadındadır.
AHLAT İLÇESİ
Ahlat kalesi içinde Kanuni Sultan Süleyman’ın emriyle Zal Paşa tarafından M.1524 tarihinde yaptırılan bir han harabesi durmaktadır. Ayrıca İki Kubbe Mahallesinde kazı çalışmaları sonucu ortaya çıkan han, tarihi bir yapıt niteliğindedir.
Kaleler
1-Bitlis Kalesi
Şehrin adının aldığı Büyük İskender’in komutanlarından Badlis tarafından yaptırılmıştır. (MÖ.330). Bitlis suyunun kollarından iki derenin birleştiği yerde, yalçın bir kaya bloğu üzerindedir. Doğudan batıya doğru uzanmış müstahkem bir mevkiidir. Çevresi 2800 m. (4000 adım) olan kale, 56 m. yüksekliğinde ve 7 m. genişliğinde olup, üstünde muhteşem bir han sarayı ile 300 ev, 1 han, 1 camii ve 1 minaresinin bulunduğu, yine surları pek sağlam olmayan kalenin kuzey tarafında aşağıya nehre bakan üç kat demir kapısı bulunan bir çarşı, bir bedesten ve bir kaç yüz evin bulunduğu kaydedilmektedir. Çepeçevre 670 mazgalla tahkim edilmiştir. Bu açık mazgalların altında birer de kapalı mazgal delikleri vardır. Kaleye çıkılması zor ve sarp bir tepe üzerinde yapıldığından, çevresinde savunma hendeği yoktur. Kalede gözetleme kulelerinin, erzak ve cephane dolu mağaraların bulunduğu kaynaklarda belirtilmektedir. Günümüzde sadece kale mevcut olup zaman zaman yapılan onarımlarla Muhteşem görünüşünü kaybetmemiştir. Kaleden ayrı olarak, Dideban tepesi üzerinde birde kule vardı. Bitlis’in dağlık mahallelerine hakim bir konumda bulunan bu kulenin sadece kalıntıları bulunmaktadır. Evvelce buranın, kaleye işaret veren bir gözetleme yeri olduğu tahmin edilmektedir.
2- Adilcevaz Kalesi
Van Gölü kıyısında sarp kayalar üzerinde kurulmuş olup, kesme taşlardan yapılmıştır. Azerbaycan şahlarından İran Şahı Tacettin Alişan tarafından yapılmıştır. H.940 senesinde Kanuni Sultan Süleyman tarafından kuşatılan kalenin ilk hakimi Zal Paşa’dır. İç ve dış kale olmak üzere iki kısımdan meydana gelir. 38 kulesi bulunan kalenin içinde, 70 ev ile Süleyman Han Camii, cephane mahzeni, buğday ambarları, su sarnıçları, mehterhane kulesi ve kale muhafızı anlamına gelen Dizdar’ının bulunduğu kaynaklardan anlaşılmaktadır. Günümüzde sadece kalıntıları mevcut olan kalenin içinde, Davullu adı verilen bir mağara bulunmaktadır. Rivayete göre Hz. Ali’nin konaklamak amacıyla atıyla bu mağaraya çıktığı ve burada kaldığı söylenmektedir. Gerçekten de halen at nallarının izleri mevcut olup, bu izler sayesinde mağaraya çıkılabilmektedir.
3-Adilcevaz Kef Kalesi
Yapılan kazı çalışmaları sonucu ortaya çıkan bu kalenin Urartulardan kaldığı ve aynı döneme ait şehir kalıntılarına da rastlanan yöre evveliyatının MÖ. 2000’li yıllara uzandığı saptanmıştır.
4-Ahlat Sahil Kalesi
İran seferinden dönen Kanuni Sultan Süleyman, Ahlat’a gelip bütün atalarını ziyaret ederek, Ahlat’ın mamur olması için Zal Paşa ile Mimar Sinan’a sağlam bir kale inşası için emir verir. Ahlat harabesi güneyinde, göl kenarında bulunan alana H.965 yılında bizzat Kanuninin tarif ettiği şekilde inşa edilen bu kale, dörtgen biçimde olup, etrafı üç bin adım, duvarları pek yüksek değildir. On üç kuleden ibaret kalenin, hendeği de pek derin olmayıp, geniş ve sağlam duvarlardan yapılmıştır. Göl kenarına bakan üç kat sağlam demir kapısı olup, içinde 350 ev, bir camii, bir hamam, bir han, yirmi kadar dükkan bulunduğu kaynaklarda belirtilmektedir. Günümüzde sadece kale mevcut olup, içindeki yapılara kalıntılara da rastlamak mümkündür.
5- Ahlat Kalesi
Bu gün harap bir vaziyette olan Ahlat Kalesi, Urartu devri özelliğini gösterir. Ahlat’ın iç kesimlerinde olup, sadece kalıntıları mevcuttur.
6- Tatvan (Tah-ı Van) Kalesi
Kanuni Sultan Süleyman’ın Vezirlerinden Zal Paşa tarafından Tatvan’ın bugünkü Tuğ Mahallesinde 1550-1560 tarihleri arasında yaptırılmış. İran Şahı Tahmasap, Adilcevaz ve Ahlat Kalelerini istila ettikten sonra, bu kaleden Van’a yardım gitmesini önlemek için kaleyi yıkmıştır.
7- Zeydan Kalesi
Kalıntıları, Mutki İlçesi Meydan Bucağı, Zeydan Köyündedir.
8- Kelhok Kalesi
Kalıntıları Mutki İlçesi Kayaburun Köyündedir.
9- Deri Ezdinan Kalesi
Kalıntıları Mutki İlçesi sınırlarındadır.
10- Dölek Kalesi
Kalıntıları Mutki İlçesi sınırlarındadır.
11- Tağ Kalesi
Kalıntıları Hizan İlçesi Sürücüler Köyü Yakınlarındadır.
12-Kelha Sinbadi
Kalıntıları Hizan İlçesi Kullu Köyü Üstündedir.
Köprüler
Efselağa, Alemdar, Hüsrepaşa, Gazibey, Aynel Barut ,Hatuniye, Karadede, Değirmen, Şerefiye ve Arap Bitlis’in içinden geçen dört dere üzerinden, semt ve mahalleleri birbirine bağlayan 24 adet tarihi köprünün bulunduğunu kaynaklardan öğrenmekteyiz. Hepsi taş kemer mimari tarzını taşımakta olup, çoğunun inşa tarihleri 2. asra kadar uzanmaktadır. Bu köprülerin bir kısmı günümüzde yıkılmış ve yerlerine betonarme köprüler kurulmuştur.
Ayrıca Ahlat ilçesinde Selçuklulardan kalma Bayındır Köprüsü ile Hizan ilçesinde Nazar Çayı üzerinde Romalılardan kalma Asma Köprü birer tarihi eserdir.
Türbeler
1- Memi Dede
Şehrin güney girişindeki yamaçta, Memi Dede Mescidi ile beraber yapılmış gibi Bitişik duran, üstü açık kümbettir. Kitabesi olmayıp, M.639’da Halife Hz. Ömer zamanında yaptırılan türbede, Kumandan İyaz Bin Ganem’in ordusundaki şehitlerin yattığı nesilden nesile söylenip gelmektedir. On iki kenarlı bir pirizma şeklindeki yapının doğu tarafına, Memi Dede Mescidi kısmen dayanmış durumdadır. On iki genin doğuya bakan kısmında süslü bir pencere açılmıştır. Bitlis’in karakteristik blok taşlarıyla inşa edilen eserin tepesinde bir süs bordürü, onun üzerindeki çıkıntılı yüzeye oyulmuş bir yazı bordürü, bunun da üzerinde zengince profili saçak kornişi, binayı çepeçevre dolaşacak şekilde işlenmiştir. İçi silindirik olup, binada mevcut mimari tezyinat sade fakat olgun ve klasik Selçuklu zevkine uyan bir karakter gösterir.
2-Feyzullah Ensari (Alemdar Baba ) Türbesi
Alemdar Caminin alt katındadır . İstanbul’da meftun Eyyubi Ensarinin küçük kardeşidir. Bu büyük zat da M.639 tarihinde Hz. Ömer zamanında Bitlis’in fethine memur edilen, İyaz İbni Ganem ordusunun Alemdarı olarak Bitlis’e gelerek şehit düşmüştür. Gerçekten de bu tarih Eyyubi Ensari’nin yaşadığı tarihe isabet etmektedir. Halk dilinde Alemdar Baba olarak bilinen türbe, halk tarafından ziyaretgah olarak sürekli ziyaret edilmektedir.
3- Seyyid İbrahim Türbesi
Camiler bölümünde yeri tayin edilen ve aynı ad ile anılan mescidin içindedir. Kitabesi olmayıp içerde Molla İbrahim adı geçen mezar taşında H.1196 (M.1781) tarihi zikredilmektedir. Bu büyük zatın İmam Musa Kazım Hazretlerinin torunlarından olduğu rivayet edilmektedir. Kübik gövde üzerine sekizgen tambur ve pramidal külah şeklinde bir dış kuruluşu vardır. Mimari tezyinat olarak, kapının üzerideki makara geçmeli lento ve külah eteğindeki silmeli korniş zikredilebilir.
4-Ziyaeddin Han Türbesi
İhlasiye Medresesi çevresine kümelenmiş yapılardan, medresenin tam karşısına (güneyine)düşen, üstü kesik görüntülü türbenin, Ziyaeddin Han’a ait olduğu söylenir. Kitabesi olmayan yapının 14.-15. asırlarda yapılmış olabileceği tahmin edilmektedir. Harap durumda bulunan bu yapının onarımı devam etmektedir.
5-II. Şerefhan Türbesi
İhlasiye Medresesi çevresine kümelenmiş yapılardan en güneyde olanıdır. Kitabesi olmayan 15. yüzyılın 2. yarısında yapıldığı tahmin edilen yapı, kübik bir oturmalık üzerinde yükselen sekizgen prizma şeklinde bir gövde ve pramidal külahtan ibaret bir kümbettir. II. Şerefhan’a ait olduğu kabul edilir.
6- Üç Bacılar (Anonim) Türbesi
İhlasiye Medresesi çevresine toplanmış yapılardandır. Kitabesi olmayan yapının II. Şerefhan’ın kızlarına ait olduğu söylenir. Kuzey-güney doğrultusunda, dikdörtgen bir plan üzerine ve Bitlis’in tipik taşından yontma bloklarla inşa edilen türbe, ender rastlanan bir tiptedir. Kemerlerinin güzel kavislerinden başka bir mimari tezyinata sahip değildir.
7- Veli Şemseddin Türbesi
İhlasiye Medresesinin çevresinden kümelenmiş beş yapıdan, medresenin batısına düşenidir. Kitabesi yoktur. Veli Şemseddin’e ait olduğu düşüncesinden hareketle 15. yüzyıl yapısı olduğu kanaati doğmaktadır. İki kübik oluşan yapıda, orijinal mimari tezyinat yoktur. Medrese ve çevresindeki yapılar topluluğu ile birlikte onarım ve restorasyon çalışmaları devam etmektedir. 8- Şeyh Tahiri Gürgi Türbesi Zeydan mahallesindedir. Halk arasında “DaharGürgi” ve “Tahar’ı Gürgi” gibi şekillerde anılmaktadır. Türbede Tahir-i Gürgi ve Hüsamettin-i Bitlisi gibi iki büyük zatın yattığına ve bunların ünlü tarihçi İdris-i Bitlisi’nin babası ve dedesi olduğuna inanılır. Hazire kapısındaki Farsça kitabeye göre 1664-65 yılında Abdal Han tarafından yapılmış olması gerekmektedir.
9- Nuhiye Türbesi
Hersan Mahallesinde, bugünkü kalıntısı Hersan Karakolu olarak kullanılan Nuhiye Medresesinin doğusundaki türbedir. Kitabesinden, Ebced Hesabı ile H.1112 (M. 1700) tarihinde yapıldığı anlaşılmaktadır. Kuzey-güney doğrultusunda, kareye yakın dikdörtgen planlı yapı, tipik Bitlis taşlarından yapılmıştır.
10- Saidiye Türbesi
Hersan Karakolu olarak kullanılan Nuhiye Medresesinin batı tarafındaki türbedir. Kitabesi olmayıp, içerde Mehmed Sait Han’ın mezar taşında H.1136 (M.1723) tarihi bulunmaktadır. Bitlis’in tipik taşı ile muntazam yontulmuş bloklardan inşa edilen eserin yapısı kübiktir.
11- Şey Üryani Mahmud (Çıplak Baba) Türbesi
İnönü Mahallesinde bir yamaçta bulunan yapının, kitabesi olmayıp, içindeki mezar taşı H.1250 (M. 1834) tarihini vermektedir. Güney-kuzey doğrultusunda dikdörtgen planlı bir kütle teşkil eden yapı, Bitlis’in tipik taşlarından muntazam yontulmuş bloklarla ve değişmez inşaat tarzıyla yapılmıştır.
12- Küfrevi Türbesi ve Tekkesi
İnönü Mahallesindeki Yamaçlarda Bulunan yapının, giriş mekanında asıl türbeye geçilen kapı üstündeki kitabede, H.1316 ve Rumi 1314 tarihleri bulunmaktadır. Bu tarihlerin her ikisi deM1898 yılını verir. Küfrevi aile konağının bahçesinde, evin güney tarafına bitişik olarak kurulmuş bir ziyaretgah topluluğu şeklinde olup, türbede meftun şeyhi ziyarete gelenler için hazırlanmış bir mekan olan ve halk arasında ‘tekke’ veya ‘dergah’ olarak anılan revak kısmı bulunmaktadır.
13- Hacı Yusuf Türbesi
Taş caminin kuzeyinde yer alan yapının kitabesi yoktur. Müftüoğulları ailesinin atalarından birine ait olduğu ve 20. asrın başlarında yapıldığı bilinmektedir. Yamuk dörtgen planındaki türbenin yine yamuk planlı ve küçük bir avlu gibi kuzeyine eklenmiş olan bir de haziresi vardır.
14- Şeyh Mahmud-i Mirza Kani (Şeyh Garip) Türbesi
Mescitler bölümünde yeri tayin edilen Sultaniye Camiinin birinci katındadır. Kapı Kitabesine göre H.1402 (M. 1632) yılında yapılmıştır. Halk arasında (Şeyh-ül Garip ) olarak bilinen türbe Ziyaretgah olarak sık sık ziyaret edilmektedir.
15-Şeyh Abdullah-i Bedehşani Türbesi
Dört sandık Mescidine bitişik türbedir. Kitabesine göre H. 950 (M. 1543) yılında yapılmıştır.
16- Şems-i Bitlisi (Şeyh Mahmud)Türbesi
İnönü Mahallesinde Cennet Çukuru denilen tarihi mezarlıkta yer alan türbe, kitabesine göre H. 1202 tarihinde yapılmıştır. Gündoğdu ailesinin atalarındandır.
17- Şeyh Abdullahi Kadiri türbesi
İnönü Mahallesinde Cennet Çukuru denilen mezarlık içindedir. Abdulkadir Geylani’nin soyundan olup, Kadiri, Giray ve Geylani ailesinin ceddidir. 17. yüzyılda yapıldığı tahmin edilmektedir.
18. Şeyh Tahir-i Şami Türbesi
Cennet Çukurunda yer alan bu zat ve yukarıda arz ettiğimiz aynı yerde bulunan diğer iki zat, 17. asır Bitlis’inin Âlim,Fazıl ve Mümtaz simalarıdır.
19- Şeyh Hasan-i Hizani Türbesi
Camiiler bölümünde arz ettiğimiz aynı adı taşıyan camiinin alt katında olup, 17. yüzyılın yapısıdır. Halk arasında ‘Şeyh Hasan’ olarak bilinen türbe, ziyaretgâh olarak kullanılmaktadır.
20- Şeyh İsa Türbesi
Şeyh Hasan’ın kardeşi olup, Şeyh Hasan Camiinin batısında ve Hosor Deresinin karşı yakasındadır.
21- Sultan Abdulrahmani Kureyşi Türbesi
Kureyşi Camii, Mescitler bölümünde konumu tanımlanan, aynı adı taşıyan mescide bitişik türbenin içindedir.
22- Şeyh İshaki Hatlani Türbesi
Hersan Mahallesinde bulunan türbenin 17. yüzyıl eseri olduğu rivayet edilmektedir.
23- Seyyid Nefise Türbesi
Sekiz Ağustos Mahallesinde olup,17. yüzyılın başlarında yapıldığı rivayet edilmektedir.
24- Karababa Türbesi
Alemdar Mahallesinde, tarihi mircatlık mezarlığının güney yamacında olup, 17. yüzyıl başlarında yapıldığı rivayet edilmektedir.
25- Hacı Hasan Hoca (Şirnavi) Türbesi
Tekel Sigara Fabrikası arazisi altına rastlayan mezarlıkta yer almıştır. Kitabesinde H.1328 (M. 1822) tarihinde yapıldığı yazılıdır.
26- Tarihi Mircatlık Mezarlığı
Çok sayıda Sahabe ve Şehitlerin yattığı bu mezarlıkta, biri Şumul diğeri Zülkif olmak üzere iki de peygamber mefdun bulunduğu rivayet edilmektedir.
ADİLCEVAZ İLÇESİ
Kırk Kardeşler Ziyareti
İranlılarla yapılan savaşta şehit düşen Kanuni’nin Veziri Zal Paşa’nın oğlu ve askerlerinin burada yattığı bildirilmektedir.
AHLAT İLÇESİ
1- Şeyh Necmettin Kümbeti
Ergezen Mahallesinde, Erzen Hatun Mezarlığında, Erzen Hatun Kümbeti yanında olup, H.619 yılında Şeyh Necmettin tarafından yaptırılmıştır. Tarihi bakımından Ahlat Türk Eserleri içinde en eski olanını teşkil eder.Şahane bir Selçuklu mimari estetiği ve süslemesine sahip bu yapı, 1970’li yıllarda Vakıflar Genel Müdürlüğünce onarılmıştır.
2- Usta-Şagirt Kümbeti
Meydanlık Mezarlığının güneyine uzanan tarlaların ortasında Van Gölüne oldukça yakın olup,Ahlat Kümbetleri içinde en büyük olanıdır. ‘Ulu Kümbet’ adı da verilir. Kitabesi olmadığından kesin yapılış tarihi bilinmemekle beraber 13. yüzyılda yapıldığı araştırmacıların ortak kanaatidir. Diğer Selçuklu kümbetleri gibi iki katlıdır. Altta mumyalık kısmı, üstte ise ana mekan vardır. Rivayete göre; bir usta ile çırağı iki kümbet yapmış, ustanın yaptığı yıkılmış ve çırağın yaptığı sağlam kalınca buraya Usta-Şagirt Kümbeti adı verilmiştir.
3- Emir Bayındır Kümbeti
İki Kubbe Mahallesinin batı yönünde, meydan mezarlığının kenarındadır. Kümbeti üst taraftan çepeçevre dolaşan kitabede; H. 886 yılı Ramazan Ayında ölen, Melik Bayındır Bey İbni Rüstem’in mezarı olduğu yazılıdır. Gayet güzel yazılı ve uzun olan kitabe kuşağında Bayındır Bey’in unvanları ve hayat hikayesi vardır. Ahlat kümbetleri için de ilgi çekici kümbet olup, kare kaide üzerinden, sütunlar ve kemerlerle binaya doğru açılan silindirik gövdesi ve dışarı doğru taşan basık konik külahlı ile diğer kümbetlerden oldukça farklıdır.
4-Emir Ali Kümbeti
İki Kubbe Mahallesinde Harabe Şehir yolu üzerindedir. Cephenin sivri kemerinin mermerden kırık bir kitabe parçası varsa da okunması mümkün olmayıp, sadece ‘Ali’ kelimesi belli olmaktadır. Yapılış tarihi ile ilgili değişik tahminler bulunmakla beraber 14. yüzyıla mal edilmesi en doğru olarak kabul edilmiştir. Kare planlı ana mekanın önünde, duvarları kademeli olarak türbeye doğru yükselen kısmı vardır.
5-Bugatay Aka Kümbeti
İki Kubbe Mahallesinde, yol kenarındadır. Pencerelerinin ve portalin üst taraflarında yer alan dört kitabesi vardır. Batı cephesindeki kitabeden, Abdullah Kızı Şirin Hatun’un H.680 senesi Recep ayında; kuzeyindeki kitabeden ise, Emir Bugatay Aka İbn Emir İnal Aka’nın da aynı sene veya ayda vefat ettiği öğrenilir. Bu kitabelere göre kümbet 1281 yılında ölen Bugatay Aka ile Şirin Hatun için yapılmıştır. Diğer kitabeler, ayet ve hadis kitabesidir. Üçgenler vasıtası ile kare kaide üzerine oturtulmuş, silindirik gövdeli yapıdır. Altta ölünün gömülü olduğu mumyalık, üstte lahidin bulunduğu ana mekan bulunur., ancak günümüzde lahit yoktur. Çifte kümbetin birincisidir. 6-Hüseyin Timur Esin Kümbeti Bugatay Aka Kümbeti ile yan yanadır. Bu iki kümbetten dolayı bu mahalleye İki Kümbet Mahallesi adı verilmiştir. İki kümbet grubundan batıda olanıdır.
Giriş kapısı üzerindeki nesih yazılı kitabede, Emir Hüseyin Timur İbn Emir Bugatay Aka’nın H.678 senesi Recep ayında doğduğu, penceresi üzerindeki kitabede ise, Hüsamettin Hüseyin Aka kızı Esen Tekin Hatun’un H.678 senesi Şevval ayında Vefat ettikleri yazılıdır. Bu durumda Kümbetin M.1279 senesi Kasım ayında ölen Hüseyin Timur ile M.1280 senesi Şubat ayında vefat eden Esen Tekin Hatun’un mezarı olarak yapıldığı anlaşılır. Güney ve batı pencerelerindeki kitabeler, alet ve hadislerden ibarettir.
 Hasan Padişah Kümbeti Yakınında Bulunan Kümbet Tahtı Süleyman Mahallesinde, Hasan Padişah Kümbetinin kuzeyinde, bu gün sadece kaidesi kalmış olan bir kümbet harabesi vardır. Halk arasında Hasan Padişah’ın zevcesinin kümbeti olarak bilinirse de bunu belirleyen bir delil mevcut değildir. Bugün mevcut olan kısımlarının şekil ve malzeme olarak Ahlattaki diğer silindirik gövdeli kümbetlere benzemesi bu yapının da 13. yüzyılda yapıldığına işaret etmektedir.
6-Alimoğlu Kümbeti (Yarım Kümbet)
Tahtı Süleyman Mahallesinde bulunan kümbetin kitabesi yoktur. Mimari şekil ve özelliklerine dayanarak 13. Yüzyılın ikinci yarısında yapıldığı tahmin edilmektedir. Kare planlı kaide üzerinde yükselen dairesel planlı gövde, 1,5 metre yükseldikten sonra muntazam olarak kesilmektedir. Bu durum tamamlanmamış olduğu hissini uyandırır. Mumyalık aynalı tonoz ile örtülüdür. Kaideden onikigen kasnakla gövdeye geçilir. Gövde yüzeyi, yivler ve geometrik geçme bordürleri ile teşkilatlandırılır. Üç pencere ve portal ile dışarı açılır.
7-Keşiş Kümbeti (Kitabesiz Kümbet)
İki Kubbe Mahallesinde olup, halk arasında Keşiş Kümbeti veya tek Kümbet isimleri ile anılır. Kitabesi. olmadığından yapılış tarihi kesin olarak bilinmemekle beraber, 13. veya 14. yüzyıllarda yapıldığı tahmin edilmektedir. Kare planlı mezar odasında üzerinde iki cepheli gövde yapısı yükselir. Kime ait olduğu bilinmeyen kümbetin fazla bir mimari estetiğe sahip olmadığı gözlenmektedir.
8- Dede Maksut Kümbeti
İki Kubbe Mahallesinde, Emir Ali Türbesinin karşısındadır. Evliya Çelebinin bahsettiği “Menakıbulevliya”, “Telifatı Eşşeyh Dede Maksut Ahlati” cümlesinden, bu zatın alim bir kişi olduğu anlaşılır. 16. yüzyılda yapıldığı tahmin edilen türbe, kare planlı son derece basit bir yapıdır.
9- Mirza Muhammed Kümbeti
İki. Kubbe Mahallesi ile Tahtı Süleyman’a giden yol üzerinde muhtemelen 16.yüzyılda Mirza Muhammed için yapılmıştır. Zemini yol kenarından aşağıda kaldığından basık olarak gözükmektedir.
10-Anonim Kümbet
İki Kubbe Mahallesinde bahçeler içindedir. ‘Şirin Hatun’ ismi ile de tanınır. Kitabesi olmadığından yapılış tarihi ile ilgili kesin bir bulgu mevcut değildir. Mimari özelliğinden yola çıkılarak 15. yüzyılda yapıldığı tahmin edilmektedir. Kare planlı olup, gövdenin üst köşelerinin üçgenlerle kesilişi ile onikigen kasnağa geçirilmiş ve onun üzerine pramit külah yapılmıştır. Portal,doğu cephesinde üç basamaklı çift merdivenle çıkılan sathi bursa kemerli bir iniş içindedir. Üst kısmında bir rozet bulunup, güney cephesinde iki, batıda ise tek pencere açılmıştır. Kuzey cephe sağır bırakılmıştır. İçerde duvarlar sivri kemerler şeklinde sonuçlanır. Dıştan pramidal çatı ile örtülüdür.
11 -Erzen Hatun Kümbeti.
Merkez Mahallesinde bulunan bu yapı,kitabesine göre H.799 yılı Zilhicce ayında vefat eden Emir Ali kızı Erzen Hatun için yaptırılmıştır. Güneydoğu pencereleri üzerindeki kitabelerde ayetler bulunur. Yapıyı üstten kuşatan beyaz mermer üzerine nesih yazılı ‘Ayetel Kürsi’; ayrıca,’Amele Kasım İbni Sinan Alt’ yazılı bir usta kitabesi bulunur. Çapraz tonozla örtülü, kare planlı mezar odasının üzerinde dıştan onikigen cepheli,içten dairesel planlı esas gövde yapısı yükselir. Kare oturmalı kısmının köşelerinin üçgen şeklinde eğilmesi ile onikigen gövdeye geçilmiş ve her cephe çeşitli nişler,silmeler,bordür ve kemerler ile teşkilatlanmıştır. Dört tarafı pencereli yapının kuzeyinde yedi basamaklı çifte merdivenle çıkılan kapıdan üst mekana girilir. Mazgal penceresi ile aydınlanan mumyalığa giriş doğrudandır. Ahlat kümbetlerinin en zengin tezyinatlısıdır.
12- Abdurrahman Gazi Türbesi
EshabKiram’dan olan bu zat, İyaz Bin Ganem’in torunlarındandır. İslam ordusunun Bayraktarlığını ve bir savaş esnasında burada şehit düştüğü rivayet edilir. Tunus Mahallesinin şehir çıkışında bir tepe üzerinde bulunan türbenin onarımı Vakıflar Genel Müdürlüğünce yapılmıştır. Türbe, yöre halkı ve civar yörelerden gelenler tarafından ziyaretgah olarak sık sık ziyaret edilmektedir.
13- Harabe Şehir Kabristanı
Selçuklu kalesi içindeki Harabe Şehir’de bulunmaktadır. Etrafı bir taş duvarla çevrili olan kabristanda alelade mezar taşları ile bir ‘akıt’ bulunmaktadır.
14- Taht-ı Süleyman Kabristanı
Hasan Padişah Kümbetinin güneybatısında, adını taşıdığı mahallede bulunmaktadır. Burada 14. asra ait pek çok şahideli andık biçiminde mezar taşı, bir akıt ve bir koyun heykeli mevcuttur. İtana ile işlenen mezar taşlarının bir kısmı meydanlık kabristanında görülen usta kitabelerini taşırla. Bu mezarlığa “Kara Şeyh” Mezarlığı da denilmektedir.
15- Kırklar Mezarlığı
Kırklar Mahallesinde bulunan bu mezarlıktaki kabirlerin bir kısmı 13. – 14. asırlara aittir. Bunlar da şahideli sandık tipinde, kitabeli ve imzalı olmakla beraber küçük ölçüde ve kabaca işlenmiştir.
16-Merkez Kabristanı
Merkez Mahallesinde, Şeyh Necmeddin ve Erzen Hatun Kümbetlerinin bulunduğu sahadadır. Çoğu harap olmuş basit mezarları ihtiva etmektedir.
17-Meydanlık Kabristanı (Selçuklu Mezarlığı)
Ahlatı’ın en büyük ve en mühim mezarlığı budur. Bugün kuzeyden güneyden Taht-ı Süleyman yolu ile Tatvan yolu; doğudan batıya İki Kubbe Mahallesi ile Harabe Şehir arasındaki geniş düzlüğü kaplayan mezarlığın çevresi kısmen tarla haline getirilmiştir. Meydanlık kabristanında 12. asrın başından16. asra kadar tarihlenen muhtelif tiplerde takriben bin kadar mezar taşı bulunmaktadır. Bunun dışında oniki tanesi meydana çıkarılmış bulunan ve kazılarla sayılarının daha da artması muhtemel olan halkın ‘akıt’ dediği tümülüs tarzından mezarlar da (kurgan-oda mezar) mevcuttur.
18- Kale Mezarlığı
Yavuz Sultan Selim’in Çaldıran seferinden sonra inşasına başlanan ve kanuni Süleyman zamanında tamamlanan Osmanlı Kalesinin dışındaki bu mezarlıkta Ahlat’ın Osmanlı devri mezarları bulunmaktadır.
GÜROYMAK İLÇESİ
1- Şeyh Ahmed ve Şeyh Abdurrahman Dağı Türbesi İlçede bulunan bu türbelerle ilgili herhangi bir bilgi mevcut değildir
2-Kalender Ağa Kümbeti
İlçe Merkezindeki tarihi mezarlığın içindeki yapı ,Selçuklu devrine ait olup, 1972. yılında onarılmıştır.
3-Şeyh Muhammed Diyauddin (Hazret)
Halk arasında Hazret olarak bilinen Şeyh Muhammed Diyauddin (Ziyauddin), 1855 yılında Bitlis Hizan ilçesine bağlı Usba köyünde doğmuştur. Seyda-i Taği diye bilinen Abdurrahman-i Taği’nin oğlu, Nakşibendi tarikatının mürşidi kamilidir.
HİZAN İLÇESİ
Kaydeler Köyü mevkiinde bulunan Şeyh Mahmud. ve Durak Köyünde bulunan Şeyh Hasan isimli zat’lara ait türbeler mevcuttur.
TATVAN İLÇESİ
Şeyh Abdulvahap (Kotum Baba) Türbesi İlçeye 8 km mesafede, adı ile anılan köydedir. Tarihi ile ilgili herhangi bir kesin bilgi mevcut olmamakla beraber, buradaki şahsın, Ahlat İlçesinde türbesi bulunan Abdurrahman Gazi’nin kardeşi. olduğu rivayet edilir.
Bugün 21 ziyaretçi (66 klik) kişi burdaydı!
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol